9.5.10

Kısaca, Hayır...


Büyüklerle çocukların iletişiminde farkettiğim birşey var. Hayır deme durumuyla ilgili...Yalnız en baştan söyliyeyim. Konu hiçbirşeye hayır diyememekle ilgili DEĞİLDİR.

Çocuklar cevabı hayır olan bir soru sorarlar. Çok direkt bir sorudur sorulan, cevabı ise net. Öte yandan büyükler cevabı hayır olarak vermeyip, sanki açık uçlu bir soru sorulmuşçasına bir hikaye yazmaya başlarlar. Mesela:

- Anne sen de bizimle geliyor musun?
- oğlum benim çok işim olduğu için evde kalmam gerekiyor.
- Yani anne sen bizimle geliyor musun?
- Hayır oğlum.

- Anne bugün Ayşeler bize geliyor mu?
- Ah annecim Ayşe'nin annesinin işi çıkmış.
- Yani anne Ayşeler bize geliyorlar mı?
- Hayır annecim.

- Anne çikolata yiyebilir miyim?
- Oğlum artık uyku vakti geldi.
- Yani anne çikolata yiyebilir miyim?
- Hayır oğlum.

Biz büyüklere göre uzun cevaplar, aslında hayır anlamına geliyor. Biz "hayır"ımızı bir bahane/sebep eşliğinde vermeye o kadar alışmışız ki... Oysa küçükler bahane ya da sebep değil, kısa bir cevap almak istiyorlar.

Belki üzülmesini istemediğimizden, soru sorulduğu anda bin bir tilki nezaretinde bir cevap üretiriz. Tabii tatmin etmez. Tekrar sorulur. O zaman da istenen tek yanıtı mecburen veririz. Belki de, bu şekilde, çocuklara dolambaçlı yanıtlar vermenin yollarını öğretiyoruz istemeden olsa. Oysa iletişim yalın olabilir.

Ben biraz hayır deme özürlü bir insan olduğum için mi diye düşünürken etrafımı gözlemledim ve pek çok anne babada gördüm bu durumu. Tekrar edeyim, bunu her istediğini yapma, hiçbir şeyine hayır diyememek anlamında söylemiyorum. Sadece cevabı net olan hayırları uzatma anlamında söylüyorum.

İşin doğrusu nedir onu bilmiyorum. Sadece bir tespitte bulunuyorum. Fekat boşuna keep it simple stupid dememişledir diye düşünmeden de edemiyorum. :)



Hiç yorum yok: