Eskiden sokak aralarında güzel, nadide, değerli takılar satarlardı. Ne biliim o güzel, küçük mağazalardan eski halılar falan sergilenirdi. Onların arasından seğirtip, deniz kenarına gelirdiniz. Oldum olası oradaki çay bahçelerini sevmezdim zaten ama onlara hiç değmeden, doğruca manzaranın önündeki banklarda otururdunuz. Kabul ediyorum, hep bir kimlik problemi vardı Ortaköy'ün fakat gene de bir sahil kasabası havası da vardı..Oraya girdiniz mi dışarıdaki trafiği falan unuturdunuz.
Şimdi n'olmuş biliyor musunuz? Bütün o ara sokaklara ancak iiiiirenç diye tanımlayabileceğim nargile kafeler doluşmuş. O güzel takı satan yerlerde artık taklit gözlükler falan satılıyor...Sebil şeklinde...Yazlık elbiseler dükkanların kapılarına asılmış, 5 TL fiyat etiketiyle... Tıklım tekiş, sokaklar kokuyor, o patatesçiler artık düzenle durdukları yerlerden sokak aralarına girmişler. Eminönünde, geçit altındaki yerler vardı ya, oranın havası gelmiş.
Doğru dürüst oturabileceğiniz tek bir kafe yok. Ortaköye gidip de House Cafe'ye mi gidicem demeyin, orası artık bir vaha olmuş, o kadar diyim yani...Bir de gereksiz pahalı bir yerdir zaten. Hem orada oturduğunuza yanıyorsunuz hem de o kadar para verdiğinize. Bu arada ukalalık demeyin, hala bir Mojito yapmayı öğrenememiş bir yerdir House Cafe, üstelik 22 lira fiyat alırlar o limonata bozması Mojitolarına.
Otopark desen hep problemdi hala problem. Bir otelin otoparkına bıraktım arabamı, 15 TL para verdim bir saat için. Yuuuuuuuhhhhh....
Kızgınım kardeşim. Bir şeyin de değerini bilelim ya. Beşiktaş belediyesi CHP'li diye övünüyoruz. Hani, nerede? Bu kadar kaybolmasına izin verilir mi ya? AKP'li olsalardı bodoslama dalardık, bu yaptığınız rezalet nedir, her yeri garip hallere soktunuz diye...CHP'li olunca tüm kızgınlığın üstüne bir de üstüne hayal kırıklığı geliyor. Amaaaannnnn.....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder