3.9.10

Taşınmaca


....Valla nasil oldu ben de anlamadim ama artık bir Avrupa yakasi vatandaşıyım.:) Bütün o yorucu ev arama seanslarından sonra bir de ev taşımacılık mafyasının içinde buldum kendimi taşınma öncesinde ve sırasında.

Hiç inanmayın arkadaşlar; dolaptan dolaba taşırız, tertemiziz vs. yalanlarına bu taşıma şirketlerinin. İşin kendisi zaten yürek parçalayıcı birşey. İnsancıklar onca kiloluk eşyaları sırtlarına yüklemek 9 kat inip 9 kat çıkarıyorlar. Bir de ukala apartman yönetimi asansör kullanımını yasakladığı için bütün o yükler cidden sırtlarda taşınıyor falan...içler acısı gerçekten.
Yani bunun daha insanca yapılabileceği yöntemler olmalı değil mi...Ne bileyim apartmanlarda bir yük asansörü olsa falan...ya da ne bileyim makara sistemleri kullanılsa...Bir de taşıma sırasında bir biblomu kırmışlar, hamallardan birisi geldi; abla kırdık bunu diyecek bana ama başladı kekelemeye...Allahım ya...Nasıl kötü hissettim kendimi...İçimden ya boşver bir Allahın biblosu ne olacak diyorum. Tamam sen onu boşver ben şirketle hallederim dedim. Neyse dolaptan dolaba taşırız falan kısmı harbi yalan çünkü yetişmesi mümkün değil. Bir de hangi dolaptan aldın da hangi dolaba koyacaksın ki? Evi aynen taşımıyoruz ki...oradaki dolap farklı, alan farklı vs...

Sonra... sonra... siz siz olun evinizde "ay nasılsa bir gün kullanırım" deyip eşya tutmayın...O bir gün kullanırım dediğiniz eşya bir şekilde çöp kutusuna gidiyor nasıl olsa...O yüzden evde tutulacak eşyalar için maksimum bir zaman limiti belirlemek lazım. Ne bileyim, bir yıl boyunca bu eşyayı kullanmazsam demek ki bunu vermeliyim falan gibi bişi...Aksi takdirde evin içinde yerlşemeyi bekleyen kutular arasında " allahım neydi günahım" şarkısını söylemek istiyorsunuz...:) Kutu açtıkça bir yere sıkıştırılması gereken bir parçalar çıkıyor...

Mümkünse paketlerinizi siz sarın, kutulayın. Üzerine özel notlarınızı yazın. Aksi takdirde sevgili taşımacılar salonda buldukları için oyuncakları da salon kutusuna atıyorlar ya da banyoda buldukları için kitapları da banyo kutusunun içinde atıyorlar. Sen de o kutuları boşaltırken kafayı yiyorsun bu şekilde.....

Fekat fekat nihayetinde yavaş yavaş yerleşiyoruz. Evimizi seviyoruz. Semtimizi seviyoruz. :) Mutfağımızı, salonumuzu, balkonumuzu seviyoruz. Oğluşum odasını seviyor. Ben benim odamı henüz sevmiyorum çünkü bir dolap büyük geldi odaya...Onu dışarı çıkartmanın yollarını aramaktayım şu anda. O çıkınca ben de odamı seviyorum. :))

İşte büüüle....

Selamlar, Sevgiler....

3 yorum:

ursula dedi ki...

Bu durumu ben de çok yakın bir zamanda tecrübe ettim. Pek fena. Yalnız bizi taşıyan şirket balkondan asansörler kurdu. O yüzden hiç zorlanmadan taşıdılar. Bütün mutfak malzemelerini de kendileri pek düzgünce paketlediler. Tabi yerleşmek de bir kaç ayını alıyor insanın. Kolaylıklar diliyorum :)

FUNdy dedi ki...

ursula-
iste medeniyet dedigin boyle biseydir. Bu olay turkiyede mi cereyan etti? eger evet ise, firmanin adi nedir?

Biraz dedi ki...

cok kolay gelsin ama gec yazdigim icin de cok gecmis olsun...tasinma isi sanirim en berbat tecrubelerden biridir, onca esyanin evde kok salmasiyla birlikte atip atmama kararsizliklari yeni eve getirilen ve sonra atarim denen kutular...sabah uyandiginda hangi evdeyim sendromu(neyse ki bu hemen geciyor)...kisacasi bence tasinmak hem zor hem de son derece stressli bir is. Yeni evinizde gule gule oturun!:)