22.10.11

Bir Gün


Gözlerim acıyor sevgili blogseverlerim. Neden mi? Bir Gün filmini izledim de o yüzden. Sümüklerimi sweatshirtümün kollarına silmek suretiyle hüngür foşur ağlayarak seyrettim filmi. Hele sonunda artık beni tutabilene aşkolsun :)

Filme girmeden (konusu bilmeden girdim) şöyle düşünüyordum kendi kendime: "Biten aşkı unutmak kadar, yaşanmamış aşkı unutmak da zordur, di mi Funda? Bilmem, öyle bir şey gelmedi ki başıma" "of, amma da yalancısın" falan diyerek kendi kendime geyik söyleşileri yapıyordum. Aman ne öngörülüymüşüm, meğerse film böylesi bir hikayeyi anlatıyormuş. Söylenenler, söylenemeyenler, salaklıklar ama her şeye rağmen büyük sevgiler. Ya tamam çok Türk filmi gibi bitiyor falan ama, hey, Türk Filmlerini sevmediğimi kim söyledi ki? Hatta ufaktan Aşk Tesadüfleri Severi anıştırıyor bile. (Biricik, tatlıcık, pöti börcük Mehmet Günsüre de buradan selam olsun)

Anne Hathaway çok güzel ve Jim Sturgess çoooooook tatlı.

Bu filmin bir kadın yönetmen (Lone Scherfig) tarafından kotarılmış olması da hikayenin lezzetini ve benim gözümdeki inanırlığını daha da artırıyor. Rotten Tomatoes 33% vermiş ama kime ne :)

Kitabı da okumak gerekti tabii bu noktadan sonra :)

Bence tek kötü tarafı soundtrackte Gabriel olmayışıydı. Eheheheh :)

Sevgiyle kalalım sevgili blogseverlerim.


Hiç yorum yok: