26.9.09

"Suretler"den bana kalanlar...

Resim- Kiriko Moth (The Mechanical Lion Only Lies Down With A Clockwork Princess)

Açıkçası Surrogates/Suretler filmini bundan iki sene önce seyretmiş olsaydım " iğreeenççç, ah Bruce vah Willis, sen bu hallere düşecek adam mıydın derdim" fakat gelin görün ki dereler akmakta ve insanoğlu değişmekte...Bu geçen iki sene zarfında bol bol zihin, akıl, varoluş meseleleri ile hoş beş etmiş olduğum için film bu konulara bakışı açısından ilgimi çekti.

Filmden bende geriye kalanlar şöyle:

1. Maymun zihin derler bilirsiniz, durduğu yerde durmaz daldan dala hoplar zıplar. Şimdi su içerken içtiğim suyu değil de akşam gideceğim yemekte giyeceğim kıyafetimi düşünürüm. Hep bir anda varolamamak durumu vardır...Andaki boşlukların ya da hoşlukların herbirisini es geçerek, onları tanımlayıp hazmetmeden başka başka yerlerde dolanır zihnim. Araba kullanırken de mesela direksiyon başında gözükürüm ama aslında o anda kafamda üst komşu ile feci bir kavgaya girişmişimdir..."Çocuk uyuyor kardeşim şu müziğin sesini kıssan olmaz mı?"

Surrogates bu çok bilindik ve hepimizin içinde hapsolduğu insanlık durumunu pek anti-ütopik bir şekilde ele alarak insanların kendilerini dış dünyada robotlar aracılığı ile yansıttıkları bir hayat resmediyor. Mesela karşınızda pek seksi sarışın bir hatun kişi var ama aslında o bir robot ve robotun da sahibi/operatörü evinde Matrix benzeri gözlüklerle oturmuş bunları hayal etmekte olan orta yaşlarda, şişko bir erkek...E adamın da kafasında yaşadığı hayat o kardeşim...Hal böyleyken şişko adam zihnindeki yaşamı (şu andan tamamı ile farklı, kopuk) pek güzel gerçek ediyor ve diğer robot bir erkekle birlikte oluyor...Filmde adam öbür tarafta (o manada değil) esas istediği şeyleri yaptığı için normal gündelik yaşama hiç geri dönmüyor...Ne acayip di mi yaşamış gibi gerçek hayatta da haz alıyor adam...işte ya güzel zihnimiz böyle bişey...Mesela karı koca birbirlerinin insan halini neredeyse hiç görmüyorlar sadece yarattıkları dünyada yaratmış oldukları imgeler olarak karşılaşıyorlar. Tabii her nedense o dünyada da karı kocalar...Nedense olur mu kardeşim demek ki gerçekten birbirlerini seviyorlar. :)

2. Robotlar yapınca saçma ama biz yapınca normal...?! Mesela diyorsun ki "e kardeşim bütün bunlar robot"...eee?..."e tamam da o zaman nasıl oluyor da bütün bunlar koca koca şehirler kuruyor ve bir arada aynı hayatı yaşıyorlar?" "Bütün o robotların arkasındaki adamlar aynı rüyaya mı görüyor?" Eh...bilmem ki... biz Matrix gözlüklerimizi takmadan nasıl yapıyoruz? :) Ben küçükken arkadaşlarla konuşurken "ya baksana ya aslında biz şu anda rüyadaysak ve rüyalarımız gerçekse?" diye sorardım...büyümüş gözlerle...Sonra da derdim ki olur mu öyle saçma şey hepimiz aynı rüyayı mi göreceğiz?...Arkadaşlarım da "ha tabii, hadi kızııım lastik atlayalım" derlerdi...Ya aslında adam olacağım o zamandan belliymiş...:)

3. Tabii aslında zihnimizin gücü/hızı bu filmde resmedilenden çok daha yüksek. Tamam filmde birden fazla suretin olabiliyor ama birbirini takip eden anlarda değil...En azından fiziksel robotunun eve dönmesi, şarj makinasına bağlanması ve senin yeni robotunla hayal dünyana geri dönmen gerekiyor ki bu yanlış anlamadıysam epey bir zaman alır...Halbuki ben zihnimde şu anda Atlantada barda şarkı söyleyen bir zenci kadın olurken bir dakika sonra yoldaki dilenci olabilirim.

4. Nihayetinde bir ters Matrix durumu var filmde...ama ters olması dolayısıyla bana daha çok hitap etti...

6. Bizim istanbuldaki AKOM gibi :) bir kontrol odası vardı filmde...Kontrol odasında hiçbir zaman robotlaşmamış ama pekçok şişkolaşmış bir mühendis var...o ekranlardan robot dünyasında olup biten herşeyi izliyor ve örneğin bir cinayet durumu var ise hemen robotla operatör arasındaki bağlantıyı kesiyor...Bu olması istenen ilahi adalet durumunu mu yansıtmaktadır? Ya da vicdanı mı simgelemektedir?

Pekçok konuşulmuştu film hakkında...geldi, hoşgeldi...DVDsi çıksa da alsak...:)

Bu arada Surrogates bir çizgi-romandan uyarlanmış. Çizgi romanin yazarı Robert Venditti ile yapılan bir söyleşi ekte...
Acımasız bir eleştirisi ise şuracıkta

2 yorum:

Biraz dedi ki...

Bu filme haftaya gitmeyi planliyoruz ama yazini okuyunca benim su bir kac zaman once yazmis oldugum yazi aklima geldi o yaziyi da okumani bir rica edicem zamanin olunca.
http://hayattanmasallardanbiraz.blogspot.com/2008/11/haydi-uyan-bakalm.html

(yaziyi kopi peyst edersen ciakcak tiklarsan cikmayabilir)

FUNdy dedi ki...

Biraz- Yazını okudum. Sanırım insanligin tum meselesi fiziksel olanla fiziksel olmayan arasındaki uyumu saglayabilmek...Bu meseleyi çözmek de bence "the hard problem of consciousness" sinirlarina girer ki...eh bu konuda calisan degerli bilim insanlari var Amerikada:) biseyler cikarirlar diye bekliyoruz...:)