25.7.11

Hüzünlü bir Haftasonu

Cok hüzünlü bir haftasonu geçirdik öyle değil mi sevgili blogseverlerim?

Hangisini saysak insanın içi ayrı burkuluyor.
Norveçte hayatını kaybeden onlarca pırıl pırıl genç insan, korku içerisinde, ölümle yüzleşti.
Çok sevdiğim şarkıcı Amy Winehouse gencecik yaşta bu hayata veda etmeyi tercih etti.
Güneydoğuda gene pırıl pırıl askerlerimizi kaybettik.
Şairimiz Didem Madak'ı gene çok genç yaşta kaybettik.

Bir Didem Madak şiiri ve Amy Winehouse'un benim en sevdiğim şarkısı Valerie'yle veda ediyorum.
Tüm kaybettiklerimizin yolu ışık olsun.

-------------
İris'in Ölümü:

Bugün kalbimi eski bir plak gibi
Öyle çok tersine çevirdim ki:

Bazı şarkılar vardır
Cızırtılı bir yağmur gününü anlatır
Uzaklarda süren sarı yağmurluklu bir hayatı
Deniz bazen kendini kaldırımlara fırlatır,
O zaman bir yavru yengece bakan
İnsanların şarkısı olurdu o şarkının adı.
Keşke ismim İris olsaydı,
Keşke ismim herkese
Sarı yağmurluğuyla koşan hayatı anlatsaydı.

Bazı şarkılar vardır
Ellerim kocamanlaşır, tuhaflaşır
İşte o ellerimle herkese
Çamurlu şiirler uzatsaydım
Hepsi çok kirli olsaydı tanrım!

Bazı şarkılar vardır
Kırmızı akşam sefalarını anlatır
Karanlığın kalbinde yalnız, açmanın acısını
Komşu kadınların basma elbiseli konuşmalarını
Geceyi onlar bahçeye taşırdı
Ben ne zaman öleceğim tanrım!
Sabah olunca mı?
Keşke birkaç dakikayı ipek mendillere sarıp saklasaydım
İrileşen, gitgide irileşen ağaç gibi
Şu odanın ortasında dursam,
Saat kuleleri dökülürdü dallarımdan tanrım!
Artık sarı yaprakların ölü olduğuna inanmıyorum.

Bazı şarkılar vardır
Kanatlarında yağmuru taşıyan kelebeği anlatır
Kırmızı bir çakmak gibi neşeli ölmek olurdu
O şarkının adı,
Ardında yalnızca nemli sigaralar bırakmanın acısını
Keşke ismim İris olsaydı,
Keşke ismimin bir anlamı olmasaydı.

Herkes çıkarsın kalbini
O çirkin mücevher sandığından
Ve herkes onu birbirine fırlatsın tanrım!


Hiç yorum yok: