22.3.10

Cevher

Ken Robinson'ın bir kitabını okumuştum. "The Element". Cevher olarak çevirebiliriz. Ken Robinson der ki herkesin içinde bir cevher vardır. Bu öyle bir cevherdir ki onun sayesinde hayatınız anlam kazanır. Bu öyle bir cevherdir ki ortaya çıkarttığınız zaman onu yaparken büyük bir zevk duyuyorsunuzdur ve bu işe de doğal bir yeteneğiniz vardır. Yani yaptığınız işte hem yetenekliyseniz hem de bu işten zevk alıyorsanız cevherinizi buldunuz demektir. Biraz şanslıysanız sözkonusu işten iyi para da kazanabilirsiniz, diyor Ken Robinson.

Hayatta önemli olan işte bu cevheri bulup çıkartmaktır. Ken Robinson cevheri ortaya çıkartmak için eğitim sisteminin öneminden bahsediyor kitabında. Daha önceden de blogumda yazmıştım. Resim dersleri dışında dersleri ile alakası olmayan 8 yaşındaki Liz oturmuş resim yapıyormuş. Öğretmen sormuş; Ne resmi yapıyorsun Liz? Liz de Tanrinin resimini yapıyorum demiş. Öğretmen peki ama kimse Tanrının neye benzediğini bilmiyor ki demiş. Liz de iyi ya birazdan öğrenecekler demiş. Bu The Element kitabından bir alıntıdır, mesela. Ken Robinson der ki işte cevher budur. Liz resim yapmayı seviyor, onunla mutlu oluyor ve ona tutunarak dik durabiliyor. Liz diğer derslerde başarısız olduğu için yargılanmalı mıdır yoksa resim yapmaktan zevk aldığı için aldığı için desteklenmeli midir?

Bu anlamda Yetenek Sizsiniz yarışması insanların içlerindeki cevheri ortaya çıkartmaları için bir destek oluyorsa ne ala...17 yaşında birinci olup 500bin TL kazanan o çocuklar cevherlerini bulup çıkartmışlar ne mutlu onlara :) Kör çocuk hayatına müzik sayesinde yeni anlamlar katmış, ne mutlu ona. Aileler bu sayede çocuklarını destekleyebileceklerse ne mutlu o çocuklara...:)

Fakat tabii işin temelinde eğitimde, iş hayatında, sosyal ortamda da tutum böylesi cevherleri desteklemek olmalı ki muassır medeniyetler çizgisine ulaşabilelim değil mi efem?


Hiç yorum yok: