9.8.10

Babam, Urhan

Benim babam vardı, Urhan... 1 Ağustosta bir sene oldu onu kaybedeli.

Bugün bi çöktü ki baba özlemi üstüme... Bu açıklaması biraz zor bir duygu durumu. Karşıma çıkan olaylar karşısında bazen babamın söyledikleri aklıma geliyor... İçim burkuluyor öyle zamanlarda... Aslında mutlu olmam gerekir; ne güzel şeyler öğretmiş babam diye...oluyorum da...Fakat bi yandan da özlem içimi burkuyor.

Dağlar gibi adamdı be yahu. Bir hooooyt derdi var ya...titrerdik üç kardeş...tirtir...

Sen kalk Ezine'nin Yahşibey köyünden çık...bir anacık yanında, baba ölmüş genç yaşta, bir yandan gazoz sat sinemalarda, çekirdek sat, sonra bir yandan lise oku. Derken Ankaraya git Hukuk Fakültesi okuyup savcı ol...Bu arada iki çocuğun olsun. Derken 3. çocuk gelsin, bu böyle olmayacak deyip savcılıktan ayrılıp noterlik gibi kimsenin bilmediği bir riske yatırım yap. Çalış, çalış, çalış...

Ne beyefendiydi be yahu...Anacığım her gün ona kaymak gibi ütülenmiş temiz gömlekler giydirir, takım elbiselerinin cebine kat kat yapılmış kumaş mendiller koyar, kravatını düzeltir öyle yollardı işine onu. Nasıl bir saygı duyardı yaptığı işe, notere gelen insanlara, kendisine ve bize.

Oy babam oy...keşke emekliliğini daha iyi planlasaydın...Keşke diyorum kendini o kadar çalışmaya alıştırmışken emeklilikte hiçbir şey yapmamanın sıkıntısı ile uğraşmasaydın. Sen görev adamıydın çünkü babam. O hastalıklar falan ondan mı geldi acaba?

Oy babam oy...Başımız sıkışınca hep seni bulurduk yanımızda babam. Yahu dağları deler çözerdin meseleyi be yahu. Hani anneler-babalar kurban olurum sana derler ya evlatları için...sen bunun gerçek manada evlat için nasıl yapılacağını gösterirdin bize.

Ey güzel babam...Yazacak çok şey var da...tek tek dökemiyorum şimdi içimi.

En küçük torunun seni sordu geçen günlerde. "Nerede dedem, ben onu çok özledim" dedi. Ben de ona "deden bak burada" deyip kalbini gösterdim ona...Gözleri parladı, pırıl pırıl. Elini kalbine götürdü...gülümsedi.
Şimdi de anneannesiyle yazlıkta hoplayıp zıplıyor. Görsen kimbilir ne çok mutlu olurdun. "Koçum benim" deyip deyip başını okşardın onun. Yazlıkta yönetim odasına senin resmini asmışlar, hizmetlerinden dolayı...Ben de torununa gösterdim o resmi...Aaaa Urhan Dedem dedi...Ne sevindi bilemezsin.

Seni seviyorum, Babam.

4 yorum:

Dönis dedi ki...

Sabah sabah çok iyi geldi... Urhan Dede nur içinde yatsın...

FUNdy dedi ki...

Deniz-
Yazarken sen vardın bir yandan da aklimda. Dedim bu simdi bogurecek...:)
Hadi bakiim neydi
Kara kedi gireceğine aramıza
Seni şöyle alalım otur yakınımıza..:).

ursula dedi ki...

Baba özleminin ne olduğunu çok iyi bilirim. Ben de 11 sene önce kaybettim babamı, ben 17ydi o 48. Hala içimde tanımlanamaz bir boşluk. Bazen sesini hatırlamaya çalışıyorum, pek başaramıyorum. Bazen de bir hali, bir mimiği, bir lafı geliyor aklıma içim kötü oluyor. Babam ne üniversite sınavına girdiğimi, ne kazanmamı, ne mezuniyetimi, ne işe başlayışımı ne de düğünümü gördü. Bunlar teselli eder mi bilmem ama babanızla geçirdiğiniz zamana şükredin, torununu bile görmüş.. ne mutlu ona.. Başınız sağolsun

FUNdy dedi ki...

ursula-
:( Cok haklisin. Genc bir kayıp seninkisi.

Fakat bir de soyle dusunuyorum; Sanslisin ki babani sevgi ve ozlemle anabiliyorsun. Sana guzel bir hatira birakmis.
Buradan bu duygularini paylastigin icin de cok duygulandim. Tesekkur ederim.
Fundy