21.9.10

Arkideş


Yahu ben ketum oğlu ketum bir insan evladıyım. Benim ağzımdan bir laf almak için işkence etseniz bile "sakın ha kimseye söyleme" diye tembihlemiş bir şeyi asla ve kat'a kimseye söylemem. Hatta bir insanın bana söylediği bir şeyi kendi kendime "bu herkes tarafından bilinmemeli" diye etiketlendirip taş çatlasa kimseye söylemem. Ben böyleyim. O yüzden de kendimi iyi dost sınıfından görürüm. Yani gelirsin bana bir şey anlatırsın ve bilirsin ki playback tuşu yoktur bu kayıt cihazının. Öylece saklar kendinde kayıtları.

Aynı şey kendimden dışa doğru fışkırtılan sözcük öbekleri için de böyledir. Öyle herkese anlatmam, anlatamam. Anlattığım insan da benim için baş tacıdır.

peki böylesi bir durumda n'olur? Özellikle Hem anlattığım hem de dinlediğim insanlara karşı özel duygular beslerim. Benim için değerlidirler.

Herkesi kendim gibi sanırım. Hımmmm...Bana bir sırrını anlatıyor, demek ki ben onun için değerli bir insanım. Heyhat....Ya da ben ona bir sırrımı anlattıysam sanirim ki o da ketumdur, değer verir kimseye anlatmaz vb...

Yaş oldu 39 hala böyle sanmaktayım arkadaşlar. Hala böyle sanmaktayım ve hala yanılmaktayım. insanoğlu değerleri birbirinden tamamen farklı bir yaratıklar topluluğu oysa ki. O sana derdini anlatıyor ama böylece kendini rahatlatıyor, bunun için seni değerli görmüyor ki. Ya da görüyor da o kadarcık işte. Zamanı geldi mi de sırtına "hıyaaaaaa" diyerek hattori hanzo kılıcını saplayıveriyor. Yahu dur ya bu kız benim için değerliydi. beni dinlediydi, bana anlattıydı. Yoooook öyle olmuyor...çatadanak işin bitiriliveriyor. O anda....

Ben duvarlarımı boşuna örmemişim demek ki zamanında. e iyi de o duvarları berlin duvarıyla beraber ben de aşağıya indirdiğimden beri bunun kendime faydasından çok zararını görüyorum. Arkadaşlar mı kendim mi diyerek kendimi arkadaşlara açtım açalı kendim yaralanıp duruyorum be yahu.

yok mu işin ortası, söyleyin bre kardeşler?

Bu arada farkediyorum ki bu sene ikinci arkadaş kazığı yiyişim. Bu da benzer içerikte yazılmış ikinci yazım...Farketmedim sanmayın :)
Niden diye kendime soruyorum...Niden? niden? niden? Bilmem ki işte üüüle....

Yahu şu aşağıladığımız Amerikan dizilerinde bile daha derin dostluklar senaryolaştırılabiliyor...Yoksa onların etkisinde mi kaldım ben? :))

4 yorum:

Biraz dedi ki...

cok haklisin ve gorev bilinci icinde kimselere anlatmam ben de...bir bakarim ki benim anlattiklarimin ise gorev bilincsizligi ile anlatilmis, abicim ablacim ben size dunyayi yayin diye mi anlattim ki...uzunca zamandir fasulyeden seyleri anlatiyorum, cunku farkettim ki kimse ozen gostermiyor, hatta konu kalmadiginda senin anlattiklarin aninda hemen ortama salinabiliyor.
Arkadaslarin gelip gecici oldugunu farkettigimden beri,...galiba daha az uzulmeye de basladim...

FUNdy dedi ki...

Biraz-
Oyle mi diyorsun? Arkadasliklar gecici mi? Artik iste ebelek gubelek, oyle kakara kikiri, maskeli maskeli dolancaz ortalikta demek ki. Aksi halde bu turlusu daha cok can acitiyor.

Biraz dedi ki...

aslinda biraz sert bir yorum yapmis olabilirim, ama arkadaslar ve dostlar diye ne yazik ki iki sinifa ayriliyor cevremizdeki insanlar...ozellikle arkadastran dost sinifina atlayanlar en guzel zor durumda oldugumuzda hala yanimizda olanlar oluyor. Acikcasi arkadaslarin cogu fedakar ve sabirli degil, aynen dedigin gibi maskelerle ve kakara kikiri oldukca etrafta dolaniyorlar...bu bakimdan mesafeli olmak da yarar var...sebebi de sirf zarar gorup uzulmemek icin...:)

FUNdy dedi ki...

Biraz-
Almisim dersimi, yapmisim ezber :)